Güney Kore’de kriz: Gözaltına alınmak istenen cumhurbaşkanının destekçileri neden Trump’tan yardım istiyor?

“`html

Güney Kore’de olağanüstü hal ilanı sonrası görevden alınan Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’ü gözaltına almak isteyen polis, güvenlik güçlerinin ve konutundaki askerlerin müdahalesiyle karşılaştı.

Gözaltı işlemi, üst düzey yolsuzluk soruşturmalarına bakan birim tarafından gerçekleştirilecekti.

Ekipler, Yoon’u evinden almak üzere yerel saatle sabah 07:00 civarında geldi.

Fakat bir otobüsün yol kapatması neticesinde polis araçları konuta giremedi.

Yaya olarak ilerlemeye devam eden ekipler, bir başka otobüsle tekrar engellendi.

Güney Kore basını, ekiplerin bu engeli aşmasının ardından, Yoon’un korunmasında görevli askeri birimlerin de durumu engellediğini bildirdi.

Savcılık tarafından yapılan açıklamada, “Şüphelinin yasal süreçle işbirliği yapmaması bizi derin bir üzüntüye boğuyor.” ifadeleri kullanıldı.

Savcılar, Yoon’un azledilmesinin ardından vekalet eden Choi Sang-mok’tan müdahaleye yönelik yardım talep ediyor. Ayrıca muhalefet, gözaltına karşı gelen herkesin tutuklanmasını istiyor.

Cumhurbaşkanlığı korumaları, daha önce de arama emri olmasına rağmen Yoon’un ofisinde inceleme yapılmasını engellemişti.

Yoon, 3 Aralık’ta yaptığı olağanüstü hal ilanıyla ulusal ve uluslararası kamuoyunu şaşırtmıştı ve şimdi isyan suçlamasıyla yüz yüze geliyor.

İsyan, Güney Kore Cumhurbaşkanları için nadir görülen bir suçlama olup, dokunulmazlık zırhı altında değillerdir.

Yoon, bu adımını siyasi belirsizlikleri aşmak ve “devlet karşıtı unsurları” etkisiz hale getirmek amacıyla aldığını savunuyor.

Ancak bu süreç, güvenlik hiyerarşisinde ciddi sorunlara sebep olmuştur. Cumhurbaşkanlığı korumalarının, yasal talimatlara uyup uymayacağı konusu tartışmalı hale gelmiştir.

Yoon’un avukatı, gözaltı talimatının yasadışı olduğunu iddia ediyor.

Yoon’un destekçileri neden Donald Trump’tan yardım istiyor?

Cumhurbaşkanlığı konutuna gelen savcılar ve polis memurları, saatler süren bir çabanın ardından gözaltı gerçekleştiremeden geri dönmek zorunda kaldı.

Yoon’un gözaltına alınacağı sms haberini alan destekçileri, evinin etrafında toplanmaya başladı.

Destekçiler arasında bulunan bazı kişiler, ellerinde ABD bayrağı ile Donald Trump’ın “Hırsızlığı Durdurun” sloganını da haykırdı.

Bir üniversite öğretim üyesi olan Lee Ho-chung, Reuters muhabirine yaptığı açıklamada, “Trump’ın Cumhurbaşkanı Yoon’a gerçekten yardım edebileceğini düşünüyorum.” dedi.

71 yaşındaki Pyeong In-su da Amerikan ve Güney Kore bayraklarını taşıyarak, Trump’ın Yoon’u kurtaracağına dair inancını dile getirdi.

Yoon’un olağanüstü hal sürecinde haklı olduğunu savunan bir grup destekçileri, Yoon’un durumu ile Trump’ın 2020 seçimlerinin hileli olduklarına dair iddiaları arasında bir bağlantı kurmaktadırlar.

Olağanüstü hal ilanı sırasında Yoon, seçim yolsuzluğu hakkında herhangi bir iddiada bulunmadı. Ancak sonrasında yüzlerce güvenlik görevlisini Ulusal Seçim Kurulu’nu denetlemeye gönderdi.

Yoon, uluslararası krize sebep olan bu seçim yolsuzluğu suçlamasıyla, Nisan 2024 seçimlerinde, Kuzey Kore’nin seçim sistemine siber saldırı düzenlediğini öne sürüyor. Ancak bu iddiaya dair henüz somut bir kanıt sunulmamıştır.

Ulusal Seçim Kurulu, Yoon’un seçim yolsuzluğu iddiasını yalanlayarak, “Kendisini cumhurbaşkanı olarak seçen seçim güvenliği sistemine zarar vermek için kendi ayağına kurşun sıkan bir hamle yaptığı” açıklamasında bulundu.

Seçim kurulu, güvenlik açıkları ile ilgili iddialara karşı, ülkenin istihbarat birimlerinin kendilerine güvence verdiğini belirtti.

Donald Trump, 20 Ocak’ta ABD başkanlığı görevine başlayacak ancak Güney Kore’deki olaylara dair henüz bir yorum yapmadı.

Bu ülkede birçok Amerikan askeri de görev yapmaktadır.

BBC Seul muhabiri aktarıyor: ‘Güney Kore’de tarihi bir belirsizlik dönemi’

Güney Kore, alışılmadık bir durumla karşı karşıya: İlk kez bir görevdeki cumhurbaşkanı tutuklama konusu ile yüzleşiyor.

Yoon, üç hafta önce görevden alındığında, yetkileri de elinden alınmış olmalıydı. Ancak polislerin, tutuklama emriyle geldikleri konutta Yoon’un korumaları tarafından durdurulması, ülkede kimin gerçek anlamda liderlik yaptığını sorgulatıyor.

Bu süreç, şüphesiz Yoon’un önceden planladığı bir senaryonun parçasıydı ve kendi oluşturduğu karmaşayı yönetmeye devam ediyor.

Olağanüstü hal ilanından önce, çevresini güvendiği kişilerle doldurmuş ve önemli pozisyonlara getirmişti. Olağanüstü halin de uzun süredir tasarlandığı artık anlaşılıyor.

Bu güvendiği kişilerden biri de Eylül ayında atanan yeni koruma müdürüydü.

Soruşturmayı yürüten yetkililer, gözaltını zorla gerçekleştirmekten başka bir seçeneklerinin kalmadığını anlamış durumda.

Yoon, isyan suçlaması ile karşı karşıya kalmış olup bu suçlama, ömür boyu hapis cezası veya idam gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Tutuklama emri, 6 Ocak’ta sona erecek.

Bugünkü başarısızlığın tekrarlanmaması adına savcıların, korumalarla pazarlık yapmadan ve stratejilerini değiştirmeden tekrar konuta gitmesi pek olası görünmüyor.

Ne oldu?

3 Aralık’ta yapılan olağanüstü hal ilanı, kısa bir süreyle yürürlükte kalmıştı.

190 milletvekili, parlamentonun önünde bulunan askerlere karşın oy vermiş ve olağanüstü hali iptal etmişti, bu durum Yoon’un geri adım atmasına neden oldu.

Olağanüstü hal ilanına öncülük eden Yoon’un savunma bakanı Kim Yong-hyun da tutuklandı. Eski Bakan, isyan ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya.

Yoon, 14 Aralık’ta görevden alındıktan sonra tecrit altındadır.

Adli soruşturmadan bağımsız olarak, Anayasa Mahkemesi, meclisin aldığı azil kararını değerlendirecek.

Yoon’un durumu, ya yeniden görevine dönmesi ya da kalıcı olarak görevden alınmasıyla sonuçlanacak.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir