AFAD : Önlem almazsak daha kötü bir senaryo bizi bekliyor

Posted by

Nagihan KALSIN

AFAD Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen basın toplantısında Türkiye’de iklim değişikliğinden kaynaklanan afet risklerinin azaltılması ve oluşabilecek zararlar sonrası hayatın normal akışına hızlı bir şekilde uyum sağlanabilmesi için AFAD ‘ın teknik ve insan kaynağı kapasitesinin geliştirilmesine yönelik olan İklim Değişikliği Afet Yönetimi (İDAY) projesinin kapsamı ve amaçları anlatıldı.

Toplantıya, proje kapsamında pilot il seçilen Antalya, Trabzon’dan ve çalışma ziyaretlerinin gerçekleştirildiği ülkelerden yetkililer de katıldı. İklim krizi, çevre sorunlarına sebep olduğu gibi küresel ekonomi üzerinde de doğrudan etkisi bulunması sebebiyle tüm dünya ülkelerinin gündeminde. Adeta sonu öngörülemeyen bir sınavdan geçen bölgeler, doğa olaylarına karşı daha uzun vadeli planlar yaparak gelecek yılların ekonomik anlamda da teminatını sağlamaya yönelik adımlar atıyor.

Öyle ki iklim krizinin gelecek 26 yıl içerisinde dünya geneli ortalama gelirini beşte bir oranında düşeceği yönünde araştırmalara dikkat çeken uluslararası kuruluşlar bile mevcut. Alınacak her önlemin gelecek nesiller için bir nefes kadar önemli olduğu düşüncesiyle; Türkiye de AFAD aracılığıyla iklim Değişikliği Afet Yönetimi (İDAY) projesinde ülkemiz için iklim krizine yönelik yeni uygulamaları devreye almaya başladı.

Hedef ise risklerin azaltılması ve oluşabilecek zararlar sonrası hayatın normal akışına hızlı bir şekilde uyum sağlamak. Proje ile ayrıca yerel yönetimlerin iklim değişikliği kaynaklı afet risklerini minimize etmek ve doğaya uyum eylemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak isteniyor.

“İklim değişikliği gerçek bir tehdit”

AFAD Proje Yönetim Ofisi Başkanı Betül Kurada, toplantıda yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin gerçek bir tehdit olduğunu dile getirerek, “Sanayi devriminden sonra veriler gösteriyor ki bu süreci biz insan eliyle hızlandırıyoruz, hızlandırmışız” ifadelerini kullandı.

AFAD’ın İDAY projesi ile Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum kapasitesini artırmayı hedeflediğini belirten Kurada, bireysel dönüşümün de önemli olduğunu ve vatandaşların da iklim değişikliğiyle mücadelede rol alması gerektiğini belirtti. Kurada, “Eğer önlem alırsak daha iyi bir senaryo bizi bekliyor, önlem almazsak daha kötü bir senaryo bizi bekliyor ve herkese, gelenlere bunu gösterdik. Önlem almadığımız takdirde kuraklığın çok daha şiddetli olacağını biliyoruz. Sıcak hava dalgasının çok fazla olacağını biliyoruz.

Soğuk hava dalgasının daha azalacağını biliyoruz. Bunlar sadece afet demek değil, bunlar yiyecekle yaşayacağımız sorunlar demek, kuraklık demek, tarımsal bir olaya sorun açması, yol açması demek aslında bizim için.” ifadelerini kullandı.

Projenin iki bileşeninden birincisinin, iklim değişikliğinin neden olduğu afetlerden kaynaklı risklerin azaltılmasına yönelik olduğunu söyleyen Kurada, şunları kaydetti: “İkinci bileşen kapsamında 10 belediye ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ve AFAD bilim müdürlüklerine gelen temsilcilere biz çeşitli eğitimler verdik.

Bu eğitimler farklı dönemlerde devam etti ama asıl yaptığımız çalışma Antalya ve Trabzon’da Büyükşehir Belediyeleri ile koordinasyon içerisinde ve paydaş katılımıyla birlikte bu illerdeki afet risk azaltma ve iklim uyum eylem planlarının hazırlanmasıydı. Dolayısıyla biz aşağı yukarı 1,5 yıllık bir çalışma sonucunda çok sayıda çalıştayla bu eylem planlarını hazırladık.” Kurada, İDAY projesi ile Antalya için 178, Trabzon için de 182 eylemin bulunduğu planlar hazırlandığını belirtti.

Risk azaltımı için SUMP projesi başlatıldı

Projenin pilot şehri olan Trabzon’u temsilen Trabzon Büyükşehir BelediyesiÇevre Korumave Kontrol Dairesi Başkanı Songül Bayrak, iklim değişikli ve afet riskleri kapsamında açıklamalarda bulunarak TrabzonBüyükşehirBelediyesi’ninemisyonazatlım çalışmalarını hızlandırarak eylem ve risk azaltma faaliyetleriyle birlikteSUMPprojesini başlattığını dile getirdi. Ardından karbon salınımının yoğun olduğu Maraş Caddesi trafiğe kapatılarak yayalaşmaya açıldığını belirten Bayrak, bunun tarihi bir adım olduğuna parantez açtı.Ayrıca, millet bahçelerinin sayısının artırılmasıyla yeşil alanlar genişletilerek yüzde 20’ye varan oranda karbon emilimi artırıldığınıveböylecesera gazıazaltımınakatkı sağlandığını sözlerine ekledi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir